Faiz; konusu bir miktar para olan borçlarda, alacaklıya parasından mahrum kaldığı süre için ödenen hukuki bir semeredir.
Faizin doğumundan bahsedebilmek için öncelikle bir para borcu söz konusu olmalıdır, konusu para alacağı olmayan borçlarda faiz alacağı doğmamaktadır
Faiz, asıl alacağa bağlı, fer’i nitelikte bir haktır. Bu sebeple faiz alacağının doğması ve geçerliliği asıl alacağın varlığına ve
geçerliliğine bağlıdır. Faizin fer’i bir hak olmasının sonuçlarından biri de daha önce işleyen faizler saklı tutulmamışsa asıl
alacağın çeşitli sebeplerle sona ermesi halinde faiz alacağının da sona ermesidir. Yine fer’ilik ilkesinin bir sonucu olarak
ayni ve şahsi teminatlar asıl alacak gibi faizi de kapsar. Burada önemle belirtilmesi gereken bir diğer husus ise faiz
alacağının anapara alacağının bir parçası olmadığıdır. Bu bağlamda faizin ödenmesi kısmi ödeme olarak kabul edilemez ve
faiz alacağı anapara alacağından ayrı olarak talep ve dava edilebilir ve üçüncü şahsa devredilebilir.
FAİZİN TÜRLERİ
1-Anapara Faizi (Kapital) - Temerrüt Faizi (Gecikme)Anapara faizi, vadeye kadar olan sürede anapara alacağından mahrum kalınması nedeni ile istenebilen faiz türüdür. İş bu faiz, para alacağına belli bir oran üzerinden vadeye kadar işletilen faizdir. Temerrüt faizi ise borçlunun, para borcunu vadesinde ödememesi dolayısıyla temerrüt şartları sağlandıktan sonra geciktiği süre için ödediği faiz türüdür. Temerrüt faizi ödeme yükümlülüğü kanundan doğduğundan taraflar arasında sözleşmede temerrüt faizi isteneceği kararlaştırılmış olmasa bile alacaklının talep etmesi halinde borçlu temerrüt faizi ödeyecektir.
2- Akdi Faiz – Kanuni FaizYoksun kalınan paraya uygulanacak faiz oranının taraflar arasındaki sözleşmede serbestçe kararlaştırıldığı hallerde akdi faiz söz konusudur. Kanuni faiz ise faiz ödenmesi gereken ve faiz oranın taraflarca kararlaştırılmadığı hallerde kanun tarafından belirlenen faiz türüdür.
3- Basit Faiz – Bileşik FaizBasit faiz, yalnızca anaparaya belirli bir zaman için işletilen faiz türüdür. Bileşik faiz ise belirli devreler sonunda doğan faiz alacağının anaparaya eklenmesi suretiyle bulunan toplam alacağa yeniden faiz işletilmesidir. Bileşik faiz aslında faize faiz işletilmesidir ve hukukumuzda kural olarak yasaklanmıştır. Ancak aşağıda ayrıca değinileceği üzere ticari işlerde bazı istisnai hallerde uygulanmasına izin verilmiştir.
4- Adi Faiz - Ticari FaizTicari olmayan işlerde uygulanacak olan faiz adi faiz olup ticari işlerde uygulanacak olan faiz ise ticari faizdir. Ticari faizin söz konusu olabilmesi için asıl borcun TTK m. 3 ve TTK m. 19 uyarınca ticari işten doğması gerekir.
TİCARİ İŞLERDE FAİZ
1-Kararlaştırılmamış Olmasına Rağmen Faiz İstenebilmesiTBK m. 387/1 uyarınca ticari olmayan ödünç sözleşmelerinde taraflar aralarında kararlaştırmamış ise anapara faizi istenemezken TBK m.387/2 uyarınca ticari tüketim ödüncü sözleşmelerinde taraflar kararlaştırılmamış olsa dahi faiz isteyebilecektir. Yine TTK m. 20 uyarınca bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, verdiği avanslar ve yaptığı giderler için, ödeme tarihinden itibaren faize hak kazanır. İlgili madde hükümlerinden de açıkça anlaşılacağı üzere ticari işlerde kararlaştırılmamış olsa bile anapara faizi talep edilebilecektir. İş bu husus aslında “Hiçbir ticari iş veya hizmet karşılıksız yapılmaz.” ilkesinin de bir görünümüdür.
2- Oran SerbestisiTTK m. 8/1’de ticari işlerde tarafların faiz oranını serbestçe belirleyebileceği düzenlenmiştir. Ancak TBK m. 88’de taraflarca kararlaştırılan anapara faiz oranına TBK m. 120’de de taraflarca kararlaştırılan temerrüt faizi oranına bir sınırlama getirilmiştir. TBK’da sözleşme ile kararlaştırılan faiz oranlarına ilişkin sınırlamaların ticari işlerde de uygulanıp uygulanmayacağı doktrinde tartışmalıdır. Konuya ilişkin tartışmalar ayrıntılı bir biçimde açıklanmayacak olsa da hakim görüş uyarınca TTK, TBK’ya göre özel hüküm niteliğinde olduğundan ve ticari işlerde faiz oranlarının serbestçe kararlaştırılabilmesi TTK’nın temel esaslarından kabul edildiğinden anılan madde hükümleri ticari işlerde uygulanamayacaktır. Konuya ilişkin önemli bir Yargıtay kararı aşağıda paylaşılmıştır. Bununla birlikte taraflarca bir kararlaştırma yapılmadığı hâllerde, TTK m. 9 göndermesi ile yedek hukuk kuralı olarak 3095 sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenecek oranlar uygulanacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirlenebilmesi esasını getiren TTK m. 8/3’de ‘tüketicinin korunmasına ilişkin hükümleri’ saklı tutulmuştur. Bu sebeple tüketici işlemleri bakımından oran serbestisi ilkesi uygulanamayacaktır.
“TBK’nun faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. maddesi görülmekte olan davalara da uygulanır. Bununla birlikte alacaklı banka ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi bankacılık işi olup TTK'nun 4. maddesi gereği ticari iş niteliğindedir. Aynı Yasa'nın 8. maddesine göre; ticari işlerde temerrüt faizi oranı serbestçe belirlenecektir. Bu durumda TBK' nundaki 88. ve 120. maddelerindeki hükümlerin ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamaktadır.” (Yargıtay 8. HD., E. 2013/16688 K. 2014/4505 T. 18.3.2014)
3- Bileşik Faiz UygulanabilmesiYukarıda da açıkladığımız üzere bileşik faiz, faize faiz yürütülmesi olup adi işlerde yasaklanmıştır. Ancak TTK’da öngörülen bazı istisnai hallerde bileşik faizin uygulanmasına izin verilmiştir. Bu haller aşağıdaki gibidir;
“Hesabın kat tarihi ile temerrüt tarihi arasında hesaplanan akdi faiz ana paraya eklenerek bulunan asıl alacağa temerrüt
faizi uygulanarak takip tarihi itibariyle davacının talep edebileceği alacak belirlenip takip tarihinden sonra da temerrüt
tarihi itibariyle bulunan asıl alacak üzerinden temerrüt faizi uygulanmasına olanak sağlayacak şekilde hüküm kurulmak gerekirken,
eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmadığı gibi, taraflar arasındaki sözleşmeler uyarınca
gider vergisinden davalının sorumlu olduğu gözden kaçırılarak bu konudaki istemin reddi de isabetsizdir.”
(Yargıtay 19. H.D. E. 2004/2215 K. 2004/11481 T. 22.11.2004) Burada önemli bir noktaya değinmekte fayda bulunmaktadır.
TBK m. 121/3 emredici hükmü uyarınca temerrüt faizine tekrar temerrüt faizi yürütülemez. Ancak TTK m. 726’ya göre
kambiyo senedi müracaat borçlusu, kendisinden önce gelen borçlulara rücu ettiğinde ödediği ceza ve faizlere tekrar
faiz işletilmesini talep edebilecektir. İş bu husus TBK m.121/3 emredici hükmünde öngörülen temerrüt faizine, tekrar
faiz yürütülemeyece¬ğine ilişkin kuralın istisnasını oluşturmaktadır.
Anapara faizinin işlemeye başlayacağı tarih sözleşme ile kararlaştırılmamış ve kanunda da düzenlenmemişse TTK m. 20 uyarınca anapara borcunun doğdu¬ğu tarih itibariyle faiz işlemeye başlayacaktır.Temerrüt faizinin ne zaman işlemeye başlayacağı hususu ise TTK m. 10 uyarınca taraflar arasında kararlaştırılabilir. Kararlaştırılmamış ise temerrüt faizinin başlangıcı temerrüdün gerçekleştiği andır. Temerrüdün ne zaman gerçekleştiği ise TBK’nın ilgili maddelerinde düzenlenmiştir.
Kısaca özetlemek gerekirse;
Hukukumuzda adi işlerde ve ticari işlerde faizin uygulanması yukarıda da açıklamaya çalıştığımız üzere farklılık göstermektedir. İş bu farklılıklar kısaca aşağıda maddeler halinde belirtilmiştir.